20 Şubat 2016 Cumartesi

Cihangir'in Tarihçesi

 Cihangir hakkında Osmanlı öncesi dönemine ait herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, denizden kayalık halinde yükselen dik tepenin üzerinde eski bir pagan tapınağına veya bir erken Bizans manastırına ait olduğu sanılan kalıntılara rastlanmıştır.
 Cihangir semtinin adını nereden aldığı meşhur bir olaydır: O sıralarda Kanuni Sultan Süleyman'la Hürrem Sultan'ın küçük oğulları Şehzade Cihangir'in çok genç yaşta ölmesi üzerine padişah İstanbul'a hakim bu tepenin üzerinde, eski dini binanın harabelerinin bulunduğu mevkide 1559-1560'ta bir cami (Cihangir Camii) inşa ettirdi. Mimar Sinan tarafından yapılan camiye Şehzade Cihangir'in adı verildiğinden orasının adı da Cihangir kaldı. Buna rağmen, o sıralarda yöre henüz semt denilecek kadar bir yerleşim bölgesi değildi.
 İstanbul'un birçok semti gibi Cihangir de, 19. yüzyıl boyunca zaman zaman yangınlara maruz kalmıştı, fakat nüfus yoğunluğu yüksek olmadığından bu yangınlar, İstanbul'un ünlü yangınlarındaki kadar hasara yol açmamıştır. 1916'daki yangında tüm ahşap binalar kül olmuş, kâgirler de hayli hasar görmüştü. O tarihten sonra semtte bir daha ahşap bina yapılmadı.
 19. yy'ın sonlarında ve 20. yy'ın ilk çeyreğinde yapılan kâgir binalarla ve büyük apartmanlarla semt yoğun bir yerleşim bölgesi oldu. Bu dönemde daha çok gayrimüslim azınlıkların oturduğu Cihangir'e, 1920'den sonra akın akın gelip Pera'da biriken Beyaz Rus göçmenlerin bir bölümü yerleşti. Cumhuriyet'in İlanı'ndan sonra da Cihangir'in inşa ve gelişmesi devam etti.
 Cihangir 1930, 1940 ve 1950'lerde hem Beyoğlu'ndaki eğlence yerlerinde çalışanların oturduğu, randevuevlerinin bulunduğu, hem de lüks apartman dairelerinin yer aldığı, varlıklı bir kesimin yaşadığı, kentin tanınmış pek çok tabip ve diş hekimi muayenehanelerinin, özel dispanser ve polikliniklerinin bulunduğu bir semtti. Alman Hastanesi ve Taksim İlkyardım Hastanesi de (2013 yılında kapatıldı) Sıraselviler üzerinde, bu semttedir.
 Cihangir'in yazgısı Beyoğlu ve Taksim'inkine bağlı olmuştur. 1960'larda başlayan Taksim ve Beyoğlu'ndaki bozunmaya paralel olarak Cihangir de kötüleşti, bakımsızlaştı. Önceden gayrimüslimlerin de dahil olduğu bir üst-orta sınıf nüfusun yaşadığı semtte, onların terk etmesiyle gayrimenkul fiyatları düştü ve el değiştirdi. Kent merkezi olması ve ailelerin tercih etmemesi nedeniyle bu süre içinde marjinal olarak tanımlanabilecek gruplar yerleşti. 1983 yılında semtin halka açık biricik yeşil alanı olan Cihangir Parkı'nın bir kısmı kaldırılarak, yerine beton yığını halinde kapalı otopark yapıldı.
 1980'li yılların sonundan itibaren İstiklal Caddesi ve çevresindeki düzelmeye paralel olarak evrimleşen Cihangir, günümüzde edebiyatçı, oyuncu, ressam, müzisyen ve yazar sakinleri veya müdavimleriyle ‘sanatçı muhiti’ veya ‘enteller semti’ olarak adlandırılmaktadır.

Kaynakça:
https://tr.wikipedia.org